Frottörizm Ne Demek? Felsefenin Karanlık Sokaklarında Bir Yolculuk
Felsefe, insanın kendisine ve başkalarına bakışını sürekli sorgulatan bir aynadır. Ancak bu ayna, yalnızca güzel yüzleri değil, toplumun bastırdığı karanlık arzuları da yansıtır. Frottörizm, bu karanlık alanlardan biridir. İlk bakışta bir psikolojik sapkınlık gibi görünse de, etik, epistemolojik ve ontolojik yönleriyle ele alındığında insan doğasının sınırlarını sorgulamamıza neden olur.
Etimolojik ve Kavramsal Temeller
Frottörizm, Fransızca “frotter” kelimesinden gelir; “sürtmek” anlamını taşır. Bu davranış biçimi, bir kişinin genellikle kalabalık ortamlarda başka birine farkında olmadan veya istem dışı bir şekilde sürtünerek cinsel haz elde etmesi durumudur. Yüzeyde bir sapkınlık olarak görülen bu eylem, aslında insanın arzularını, sınırlarını ve özgürlük kavrayışını test eder.
Felsefi açıdan bakıldığında, frottörizm sadece bir eylem değil, “ben” ile “öteki” arasındaki mesafenin etik olarak ihlalidir. Burada mesele yalnızca bir davranış değil, “dokunmanın anlamı”dır. Çünkü her dokunuş, bir varlığa yönelmedir; dolayısıyla ontolojik bir ilişki biçimidir.
Etik Perspektif: Başkasının Bedenine Dokunmak
Etik felsefesi açısından frottörizm, başkasının rızasını yok sayan bir eylemdir. Emmanuel Levinas’ın “ötekinin yüzü” kavramını hatırlayalım: Öteki, kendi içsel dünyamızın sınırlarını belirleyen etik bir aynadır. Frottörizmde ise bu ayna kırılır; öteki, bir özne olmaktan çıkarılıp nesneye dönüştürülür. Bu, ahlaki failin kendi özgürlüğünü başkasının bedeni üzerinden tesis etme çabasıdır.
Burada şu soru kaçınılmazdır: İnsan arzularını bastırarak mı erdemli olur, yoksa onları anlamlandırarak mı? Frottörist eğilim, bastırılmış arzunun etik dışavurumudur. Ancak bu bastırma, yalnızca bireyin değil, toplumun da oluşturduğu bir baskı düzeninin ürünüdür. Dolayısıyla frottörizmi anlamak, aynı zamanda modern toplumun cinsellik algısını sorgulamak anlamına gelir.
Epistemolojik Perspektif: Bilginin Sınırında Bir Davranış
Epistemoloji, bilginin ne olduğunu ve nasıl elde edildiğini sorgular. Peki, bir insanın kendi cinsel arzularını “bilmesi” ne demektir? Frottörizm bu noktada ilginç bir sınır durumu sunar. Kişi, kendi dürtülerinin farkında olabilir ama onları akıl süzgecinden geçirip anlamlandıramaz.
Bu da bizi şu soruya götürür: “Bilmek” yalnızca zihinsel bir süreç midir, yoksa bedensel bir deneyim midir? Frottörizmde bilgi bedenden taşar; bilinçdışı bir bilgi olarak eyleme dönüşür. Dolayısıyla epistemolojik açıdan frottörizm, bilginin karanlık yüzünü temsil eder — insanın kendine bile itiraf edemediği bir bilgi biçimini.
Ontolojik Perspektif: Dokunmanın Varlığı
Ontoloji, varlık üzerine düşünmedir. Frottörizmde dokunma eylemi, varlığın bir biçimi haline gelir. Martin Heidegger’in “varlık, dünyada bulunmaktır” önermesiyle düşünürsek, frottörist eylemdeki “dokunma”, varlığın dünyayla kurduğu en ilkel ilişkidir. Ancak bu ilişki, ötekinin varlığını hiçe sayarak gerçekleşir.
Bu durum bizi şu ikileme sürükler: Birine dokunmak, onu tanımak mıdır, yoksa yok saymak mı? Frottörizm, dokunmanın anlamını ters yüz eder; tanımak yerine yok etmeye, varlıkla ilişki kurmak yerine onu araçsallaştırmaya dönüşür.
Modern Toplum ve Görünmeyen Sapmalar
Toplum, frottörizmi genellikle bir “sapkınlık” olarak etiketler. Ancak her sapkınlık, normun kendisini görünür kılar. Michel Foucault’nun cinsellik üzerine yaptığı analizlerde olduğu gibi, frottörizm de iktidarın bedeni nasıl biçimlendirdiğini gösterir. Yani bu eylem, bireysel bir patoloji değil, toplumsal düzenin yan ürünü olabilir.
Cinsellik, denetim altına alındıkça yeraltına çekilir; bastırıldıkça farklı biçimlerde yeniden ortaya çıkar. Bu nedenle frottörizmi anlamak, yalnızca bireysel bir psikoloji değil, aynı zamanda toplumsal bilinçaltının okunmasıdır.
Düşünsel Bir Sonuç: Dokunmanın Ahlakı
Frottörizm, insanın özgürlük ve sınır kavramlarını yeniden düşünmeye zorlar. Özgürlük, başkasının özgürlüğünü ihlal ettiğinde anlamını yitirir. Ancak bu durum, insanın içindeki karanlık dürtülerin yok sayılabileceği anlamına da gelmez. Belki de sorulması gereken asıl soru şudur:
“İnsanı insan yapan şey, arzularını bastırması mı, yoksa onları etik bir bilinçle dönüştürmesi midir?”
Son Söz
Frottörizm, yalnızca bir davranış biçimi değil, insanın kendi doğasına, toplumun değerlerine ve dokunmanın anlamına dair bir felsefi sorudur. Her sapkınlıkta bir hakikat kırıntısı vardır; bu kırıntı, bizi rahatsız eder çünkü kendi varlığımıza ayna tutar.
Belki de asıl mesele, “dokunmanın ne olduğu” değil, “dokunmanın neye dönüştüğü”dür.