Denizler Altında 20 Bin Fersah Ne Zaman Yazıldı? Tarihsel ve Duygusal Bir Yolculuk
Herhangi bir edebiyat eserini düşündüğümüzde, onun ne zaman yazıldığını bilmek sadece bir tarihsel bilgi olmaktan çok daha fazlasını ifade eder. Yazarın o dönemdeki düşünsel dünyasına, toplumsal yapısına, hatta eserinin yazılma sürecine nasıl etki eden olaylar yaşandığına dair birçok ipucu verir. Jules Verne’in Denizler Altında 20 Bin Fersah eseri de bu açıdan baktığımızda, sadece bilim kurgu edebiyatının önemli bir örneği olmakla kalmaz, aynı zamanda 19. yüzyılın bilimsel ve toplumsal atmosferini yansıtan bir zaman yolculuğudur. Peki, bu eser gerçekten ne zaman yazıldı? Ve bu zaman, eserin içeriğine nasıl etki etti?
Erkeklerin Bakış Açısı: Objektif ve Veri Odaklı Bir Yaklaşım
Jules Verne’in Denizler Altında 20 Bin Fersah eseri, 1869’da yazılmaya başlanmış ve 1870’te yayımlanmıştır. Yani bu eser, Fransız yazarın 19. yüzyılın sonlarına yaklaşan bilimsel devrimi ve teknolojik yenilikleri gözler önüne serdiği bir dönemde yazılmıştır. Bu dönemde, denizaltı teknolojileri henüz tam anlamıyla gelişmemiş olsa da, okyanuslara ve derinliklerine duyulan ilgi büyük bir hızla artıyordu. Aynı zamanda bu yıllarda elektrik, buhar gücü ve diğer teknolojik yenilikler insan hayatında devrim niteliğinde değişimlere yol açıyordu. Jules Verne’in yazdığı bu eser de işte bu dönemin bir yansımasıdır.
Eserin yazıldığı dönemde, insanların denizaltı dünyasına olan ilgisi büyük bir merakla birleşmişti. Verne’in eserindeki Nautilus adlı denizaltı, dönemin bilimsel dünyasının bir yansıması olarak düşünülebilir. Verne’in bu eseri, dönemin en gelişmiş teknolojilerinden biri olarak kabul edilen denizaltıları fantastik bir şekilde tanımlıyor, ama aslında onlara dair büyük bir hayal gücü ve bilimsel temellere dayanan tahminlerle doluydu. Objektif bir bakış açısıyla, 1860’lar, Verne için bilimsel bir keşifler dönemi olduğu kadar, toplumsal ve kültürel anlamda da derin bir değişim yaşanan yıllardır. Verne, dönemin hızla değişen teknoloji ve toplumunu bir arada düşündüğünde, denizlerin derinliklerinde geçirdiği bu 20 bin fersahlık yolculukla adeta bir metafor yaratmıştı.
Kadınların Bakış Açısı: Duygusal ve Toplumsal Etkiler
Şimdi, bu eser üzerine bir kadın perspektifiyle düşünelim. Denizler Altında 20 Bin Fersah yalnızca teknolojinin ve bilimsel keşiflerin peşinden koşan bir erkek karakterin hikayesi değil; aynı zamanda insanın doğa ile, bilinmeyenle, korkuları ve cesaretiyle yüzleştiği bir serüvendir. Verne’in eseri yazıldığı dönemde, kadınların toplumsal konumları genellikle sınırlıydı ve bilimsel dünyanın dışındaydılar. Ancak bu roman, bir bakıma, zamanın ötesinde kadınların duygusal ve toplumsal bağlarını, cesaretlerini ve sevgiye olan bağlılıklarını da temsil eder.
Eserin başkarakteri olan Profesör Pierre Aronnax, çevresindekilere duyduğu empati, onların yaşadıkları zorlukları anlama ve onlara çözüm önerme arzusuyla şekillenen bir figürdür. Denizler Altında 20 Bin Fersah’ın ardında yatan toplumsal mesajlar, bu dönemdeki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri toplumsal bir bağlamda ele alır. Bu yönüyle, eserin yazıldığı zaman dilimindeki kadınların sosyal ve duygusal dünyalarını anlamak da son derece önemlidir. Denizin derinliklerinde, uzak yerlerde, cesur bir bilim adamının çözüm arayışını ve onu keşfederken yaşadığı ruhsal yolculuğu görmek, kadınlar için içsel bir bağlantı ve empati oluşturabilir.
Eserin Yazıldığı Dönemdeki Sosyal Dinamikler
Jules Verne, eserinde bilinmeyenle, insan ruhunun sınırlarını aşan bir keşif yaparken aslında bir yandan da dönemin toplumsal yapısına karşı eleştirel bir bakış sergiliyordu. 19. yüzyılda, Avrupalıların uzak coğrafyalarda yeni dünyalar keşfetmeleri toplumsal olarak bir başarı simgesi olarak görülüyordu. Verne’in eseri, bu gelişmelerin yanında insanın doğayla, bilinmeyenle, korkularıyla yüzleşmesinin de bir hikayesiydi.
Bu anlamda, Verne’in yazdığı dönemin bilimsel ve toplumsal atmosferini göz önünde bulundurduğumuzda, eserin zamanla nasıl daha da evrildiğini görmek de önemli bir noktadır. Herkesin hızla değişen dünyaya adapte olmaya çalıştığı, endüstriyel devrim sonrası tüm toplumların birbirine bağlandığı bu yıllarda, Jules Verne’ın insanlık ve teknoloji arasındaki ilişkiyi keşfetmesi bir bakıma zamanın ruhunu anlamak demekti.
Tartışma Yaratacak Sorular
Peki, sizce Denizler Altında 20 Bin Fersah’ın bu kadar önemli olmasının ardında sadece teknolojiye duyulan bir merak mı yatıyor? Yoksa Verne, bir bilim adamının ve bir insanın cesaretinin, keşiflerinin, toplumsal yapıları dönüştüren gücünü mü yansıtmaya çalışıyordu? Döneminin kadınları ve erkekleri arasındaki farklı bakış açıları bu eseri nasıl şekillendirdi?
Bu yazıdaki bakış açılarını değerlendirecek olursak, sizce Denizler Altında 20 Bin Fersah sadece bir bilim kurgu romanı mı, yoksa toplumsal ve kişisel değişimin bir simgesi mi?
Hikayenin hangi yönü daha fazla ilgi çekici? Verne’in yazdığı dönemin tarihsel verileri mi yoksa romanın sunduğu duygusal derinlik mi?